Blog Listem

29 Eylül 2011 Perşembe

‎''Sevmek yürek ister'' değil, "Her yürek sevmek ister". Sadece sevdiğine sonuna kadar sahip çıkabilmek, cesaret ister..!

Kimse bilsin istemiyorum kalbimin kırıldığını. İşte bu yüzden herkesden gizlerim; yüzüm gülerken içimin ağladığını.
Bunca kalp kırıklıklarına rağmen küçüklüğümde yaptığım gibi rüzgarı arkama alıp bağırmak istiyorum hayata: Acımadı ki !
Aşk; bir bakıma sobaya dokunmak gibidir. Bir defa yanarsın, İzi kalır. Sonra bir daha dokunmazsın sadece yanına yaklaşırsın.
Sen bana mı soruyorsun yalnızlığı sever misin diye? Ben ki; çayı bile iki şekerle içerim, birlikte erisinler diye.
Hep denir ya ''ben arkandayım, sırtın yere gelmez'' diye.. Ben almayayım, yüzüm yere geleceğine, sırtım yere gelsin.
Ne kadar gidişine ses etmesemde bir bαşkαsının senin içini ısıtαcαğını bilmek; Benim hep içimi üşütücek.
Sigaraya ilk başladığında saklarsın ya hani. Taki ailen görene kadar. Bende aşka öyle sakladm kendimi, taki seni görene kadar.
Tüm gücünle sevme, sevgisinden emin olmadığn kişiyi. Ve unutma, Bugün seni terkeden; dün uğrunα ölecekti !
Tıpkı sevilmeyen bir öğretmen gibiydi kalbim... Parmak kaldıranlara inat, hep dersten anlamayanları seçti.
Bazen başını alıp gidebilecek kadar cesur; Ve bazen kalıp herşeye gözyumacak kadar yürekli olabilmeli insan.
Elden düşme sevdalar değil istediğim. Yüreğinin sahibi olmalıyım yada hiçbirşeyin. Yüreğinin sahibi değilsem önemi yok birşeyin.
Laf ebeliği yapma sevgili, Çünkü ebe de sensin sobe de.
Çay bardağında bırakılan dudak payı kadar bile ...uzak kalamam gözlerine...
Biliyorum yarınlarım dünden farksız. Hayat mı bana küstü ben mi ona küstüm hatırlamıyorum ama, şu aralar fena dargınız.
Bazen dünyanın en zor mesleğidir... kendi duygularına tercüman olmak...!
Kimbilir belki yaralarımızı üflerken öğrendik, ıslık çalmasını.
Bir gün diyorum.. Bir gün gelecek ve uyαnıncα ilk αklımα gelen sen olmαyαcαksın.
Yoksul bir çocuk görsem, yağmur altında üşüyen köprü olmak geçer hiç değilse içimden...
Sevmek yürek ister değil, Her yürek sevmek ister. sadece sevdiğine sonuna kadar sahip çıkabilmek, cesaret ister.
‎Hayat işte. uykun gelsin diye hayaline giren koyunları, uykun kaçsın diye hayatına giren öküzleri sayarsın.
İki pencere αçık kαlıncα cereyαn, İki yürek αçık oluncα Aşk olur; ama sonuç değişmez: İkisininde sonunda üşütürsün.
Söylediğin her yalandan sonra "keşke hep çocuk kalsaydım" deme. Çünkü sölediğin her yalanda yeterince küçüldün zaten gözümde.
Kırgınlığım lunaparkta unutulmuş bir çocuğun nefreti kadar. Sorun atlı karıncalar değil, arkamdan dönüp duran dönme dolaplar.
Üzülmüyorum. Bir gün diner elbet gönlümdeki derin sızı. Hep hayırsız değil ya bu insanlar; bir gün beni de bulur hayırlısı.
Sevmek, hayal kurmak kadar kolay. Peki ya unutmak; Kurduğun hayallerin gerçekleşmesi kadar zor.
İnsan inandığı şeyler uğruna muhteşem hatalar yapabilir, diyorlar. Sanki inanmak...tan daha muhteşem bir hata yapılabilirmiş gibi.
Özlemin tarifi yok, kim ne demişse sebebi çaresizlik. Yanımdayken bile sana doyamazken. nasıl anlatılır ki sensizlik!
Aşk sakızdan çıkan sözler kadar basit olmaya devam ettikçe, İnsanlarda onu çiğneyip tükürmeye devam edecekler.
Eğer inceldiği yerden kopmasına izin vermezsen, Gün gelir en sağlam yerinden kopar. Canın yanar, canını yakar.
İlk önce konuşmaktan korkarsın sevdiğinle, Sonra ona aşık olmaktan. Bunlar neyse de, en son kaybetmekten korkarsın işte.
Elinden geleni yaptıktan sonra, sıra ayağından geleni yapmakta: Gitmek gibi mesela.
Ne garip şey şu mutluluk! Gitti mi gider, çağırsan gelmez, gelse de kalmaz, kalsa bile yetmez.
İtiraf etmeliyim ki "Seninle herşey güzeldi"ama itiraf etmek gerek ki, Sensiz daha da güzel.
Belki aradığını bulamamış olabilirsin bende; ama unutma ki, bende bulduğunu bulamayacaksın hiçkimsede.
Yokluğunun iki yakasını bir araya getirip, Varlığını ilikler misin ömrüme?
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz; Ben seni, Sen kendini.
Ne yani, Papatyada bir yaprak daha olsaydı beni sevecek miydin?
Bazen unutmak gerekiyormuş, unutulma pahasına. Çünkü zaman değilmiş gideni geri getiren, aslında zamanmış var olanı götüren.
Eğer aşk nasıl biteceği bilinmeyen yarım yamalak bir cümleyse hayatında; Uzatmaya gerek yok, noktayı koyup bitirmeli aslında.
Çocuk değilim artık, büyüdüm. Biraz yorgun, biraz kırgınım yine de. Yeter artık! Giden yolunu, kalan yerini bilsin sadece.
Üzülmüyorum. Beni sevmeyeni ben de sevmem. O bensizliği göze aldıysa zaten, ben onsuzluktan bir şey kaybetmem.
Sevgiyi hakedene değil de muhtaçmış gibi görünene verdiğimiz müddetçe üzülen hep biz olacağız.
Ortak yönümüz çoktu bizim, Birbirimiz için yaratılmıştık sanki. Aynıydı düşüncelerimiz: Ben seni düşünürdüm, Sen kendini.
Hani bir kelebek yakalarsın, bakmak istersin.. ama elini açsan kaçacak, sımsıkı tutsan ölecek. İşte böyle birşey seni sevmek.
Tamda unutmuşken gittiğini, artık acıtmıyorken yokluğun, en içten kahkahalarımın arasında "aklıma gelmek zorunda mısın?
Artık Ne Sıradaki Parça Sen Ol, Nede Bana Gel; Bence Sen Biraz Dürüst Ol ve Önce Kendine Gel.
Senin küle çevirdiğin kalbe, bir başkası üfleyip yeniden hayat verir.
Ne zaman sıkıca tutsam aşkı yüreğimle, annem dürter usulca hadi uyan diye.
90 - 60 - 90 'ı herkes bilir, Elbette ki vücut ölçüleri. Ama birde 200 - 70 - 60 var, Unutmayın bu da tabut ölçüleri.
Dünya böylesine güzel olurmuydu yine,diplomasını çerçeveleyip para kazanma derdine düşseydi Dr.Che,yüreğini dağlara asmak yerine.
Herkes bir üçgenin iç açıları toplamını bilir de, kimse bir insanın iç acıları toplamını bilmez...
Dudaklarında gözüm yoktu oysa.. Kalbini istemiştim bi tek. Tek hayalimdi; iki kasin ortasina öpücük kondurup Helalimsin demek.
Aramıyorum.. Ne bebeklik , Ne çocukluk günlerimi , Neden arayayım ? O günlerde sen yoktun ki.
Gelir gibi yapıp köşeden 'U' dönüşü yapıyor mutluluk. Bir türlü mutlu olamadık bizde, ama hala umutluyuz.
Nasıl sevmezsin eşitliği yürürken düşen çoraplarını aynı hizaya getirmek için annen değil miydi önünde diz çöken.
Dün bir şarkı çıktı radyoda, yarısına ben eşlik ettim yarısına gözlerim.. Söylemek çok acıtıyor ama "ben seni çok özledim.
Ben yaşadıklarımın hiçbirini unutmam, evet yeri gelir susarım; "Ama bir gün öyle bir giderim ki, kaybedeceğim hiçbir şey olmaz!
Göğsünde şakırdayan madalyalarıyla peşinde koştuğu dünyanın en aptal kuşunu bile zor yakalar generalim.
Sağır ve dilsiz ki okşarken sevgilisinin tenini elleriyle hem sevişir hem konuşur.
Halt etmiş Türkçe öğretmenleri; En uzun fiil beklemek'tir çünkü.
Bir bavul dolusu cümle var defterimde...yara bandı tutmayacak kadar derin tümcelerim sen yollarına 29 harfle acı döşeyen birine 'yara' değil de 'yar' diyebilir misin?

Kadir'in Uçtugu Yer

Kadir'in Uçtugu Yer


1940'li yillardir.Uluborlu henüz “Sehir” dedigimiz yerlesim alanindadir.Içme suyu Kapidagi'ndan borularla getirilerek mahalle çesmelerine verilmekte,ahali bu çesmelerden tasidigi su ile ihtiyacini görmektedir.Suyun mahalle çesmelerine aksamaksizin iletilmesi Belediyenin,Belediye ‘de de Kadir Erdemir'in isidir .Kisin en siddetli oldugu günlerdir.Diz boyu kar yagmis

Kapidagi'ndan gelen isale hatti dondugu ve ya yerinden kaydigi için mahalle çesmesinin de suyu kesilir.Esasen kabayel esip de sulari eritmesini beklemekten baska çare yoktur.Ancak muhtemelen mahalle halkinin tazyikinden bunalan Belediye Kalfa'si Gafle Ömer,Kadir'in evine gelerek,aldigi maasi hakketmesi için bu susuzluga bir çare bulmasi gerektigi yönünde konusur.Bu sözler Kadir'in agirina gider

ailesinin bütün engelleme çabalarina ragmen küregini alip Kapidagi'nin yolunu tutar.Dagin Kuzeybati yamacindaki patika yoldan ilerleyerek isale hattindaki arizayi bulmaya çalisir.Bir yani uçurum bir yani yamaç olan bu çigir,normal sartlarda Kadir'in gözü kapali geçecegi bir yoldur ,ne var ki siddetli soguk ve beline kadar gelen kar onun için bile fazladir.Ayagini basacagi yeri ancak kürekle yoklayarak bulabilmektedir.Gene ayagini basacagi saglam zemini bulabilmek için küregi kara daldirir,ancak kürek bosa çikar.Kadir dengesini kaybeder ve uçuruma yuvarlanir.Cenazesinin Senirkent yolundaki Akçay mevkiinde bulundugu söylenir.Bu gün de Kapidagi'na tirmanmak için kestirme olan o patika “Kadir'in Uçtugu Yer” diye anilir.

Geride ,çocuk yasta üç yetim birakan Kadir'in trajik ölümü üzerine agit yakilir.Bu uzun agittan tesbit edebildigimiz kadari asagidadir:


Evden çiktim selamet

Dagda koptu kiyamet

Üç yetim koydum gittim

Allah sana emanet


Atlara binistiler

Daglara yörüstüler

Kadir öldü deyince

Üç yetim çigristilar


Giden çoban beri bak

Anneme haber birak

Sen ettin Gafle çolak

Kalkmaz döseklere yat

Bu ağıt dedem Postu Kadir ERDEMİR için yazılmıştır.Dedemi saygıyla anıyoruz.Uğur ERDEMİR

28 Eylül 2011 Çarşamba

SEVMEK HAKKINDA !

''Sevmek yürek ister'' değil, "Her yürek sevmek ister". Sadece sevdiğine sonuna kadar sahip çıkabilmek, cesaret ister..!

5 Eylül 2011 Pazartesi

Gelmeyecek bir gideni,
Olmayacak bir nedeni
Beklediniz mi..?
Özdemir Asaf