Blog Listem

30 Ağustos 2012 Perşembe

30 AGUSTOS

30 AGUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZIN 90.YILI KUTLU OLSUN.

30 Ağustos 1922

Yalnız bir cephe savaşı değil, yurdun her karış toprağını cephe olarak benimseyen vatan savaşının adıdır.
30 Ağustos; dün İngiliz emperyalizmine, bu gün AB ve ABD emperyalizmine haddini bildiren direniş destanının adıdır.

30 Ağustos; emperyalist planların bozulduğu, Anadolu’nun paylaşım girişiminin durdurulduğu, Mazlum ulusların
emperyalizme karşı savaşımına ışık olan, umut aşılayan bir başkaldırının adıdır.
30 Ağustos; bir ulusun tarih sahnesinden silinirken topyekûn “bağımsızlığını imhaya karar veren emperyalizme” karşı yeniden dirildiği, tarihte örneğine ender rastlanan bir savaşın adıdır.
30 Ağustos; 9 Eylüldür, Lozan’dır, Cumhuriyettir, devrimlerdir.
90 yıl önce 19 Mayısla başlayan, 30 Ağustos’ta “Ya istiklal ya ölüm!” parolasıyla süren bağımsızlık savaşı ile bu topraklardan kovulanlar ve emperyalistlerin işbirlikçileri, bu gün yine bu topraklarda cirit atıyorlar. Yeni Sevr özlemiyle yanan ABD Emperyalistleri ve onların işbirlikçileri Vahdettinlerin, Damat Feritlerin, Şeyh Saidlerin, Ali Kemallerin torunları 23 Nisan’ın, 29 Ekim’in, 30 Ağustos’un, Çanakkale Zaferi’nin ve 19 Mayıs’ın izlerini silmeye çalışıyorlar.
ABD Emperyalistleri ve onlarla işbirliği içinde olanların Yeni Sevr’e ulaşabilmeleri için, Mustafa Kemal’in ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın izi-tozu silinmelidir. Uydurma davalarla, daha doğrusu CIA Operasyonlarıyla 30 Ağustosta destan yazan kahramanlar sindirilmiş,vatanseverler korkutulmuş,halk geçim darboğazıyla ve gündem dışı olaylarla uyutulmuştur.Asıl neden İşte, Birinci Kurtuluş’un ve Mustafa Kemal’in aşama aşama unutturulması-değersizleştirilmesi, Milli Bayramların, 19 Mayısların 30 Ağustosların kutlamalarının engellenmesiyle amaçlanan da Türk halkının tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik bilincini yavaş yavaş yok ederek, Yeni Sevr’i, günümüzdeki adıyla “BOP” projesini yürürlüğe koyma amaçlıdır.
Ama Çanakkale’de ve 19 Mayıs’ta nasıl yanılmışlarsa, bugün de öyle yanılıyorlar. Çünkü, Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ezilen ulus topraklarının işgal edilmesini seyretmemiştir. Kişisel çıkarları adına seyretmeyi meslek edinenler o ulusun bir parçası olmayı beceremeyenlerdir. Tarih onların kahroluşunu, uluslarının şanlı zaferleriyle yazmıştır.
Son sözlerimizi Yolumuz, yönümüz, ışığımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk söylüyor.
“Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti, bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler. Bir taraftan da müdafaasız, ordusuz bıraktıklarını zannettikleri milletin de, izzetinefsine, her türlü haklarına ve mukaddesatına taarruzla, milleti alçaklığa, boyun eğmeye alıştırmak planını takip ettiler ve ediyorlar. Her halde ordu, düşmanlarımızın birinci taarruz hedefi oldu.
“Orduyu imha etmek için mutlaka subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır.
“Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta, engeller ve müşkülat kalmaz.
………
“Dolayısıyla subay için “ya istiklâl, ya ölüm” vardır.
“Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız!” (Mustafa Kemal, 31 Temmuz 1920 Tarihinde, Afyonkarahisar Kolordu Dairesinde Subaylara Hitaben Yaptığı Konuşma)
Atam Yolunda İlerliyoruz 90 yıl önceki Emperyalist güçler yine işbaşında fakat biz buradayız.Emellerine ulaşamayacaklar.Sizde unutmayın,unutturmayın,düşmanlarımız aynı düşmanlar emeller aynı emeller 30 AGUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN.

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Cemal Süreyya-Çocuk Olsam Yeniden

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Kendin Ol !

29 Temmuz 2012 Pazar

ADAM GİBİ ADAM


ADAM GİBİ ADAM DEYİNCE AKLIMA HEP SARI ŞAÇLI MAVİ GÖZLÜ ATAM GELİR !

20 Temmuz 2012 Cuma

Bayrak



  Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, 
  Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü! 
Işık ışık, dalga dalga bayrağım, 
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. 

Sana benim gözümle bakmayanın 
mezarını kazacağım. 
Seni selamlamadan uçan kuşun 
yuvasını bozacağım. 

Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder... 
Gölgende bana da, bana da yer ver ! 
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar. 
Yurda ay yıldızın ışığı yeter. 

Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün. 
Kızıllığında ısındık, 
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün. 
Gölgene sığındık. 

Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan; 
Barışın güvercini, savaşın kartalı... 
Yüksek yerlerde açan çiçeğim; 
Senin altında doğdum, 
Senin dibinde öleceğim.

Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen !
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim !
Yazar : ARİF NİHAT ASYA

1974 Kıbrıs Barış Harekatı


KKTC'de 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın 38. yıl dönümü çerçevesinde Barış ve Özgürlük Bayramı resmi kutlamaları, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun televizyonda yaptığı konuşmayla başladı. Konuşmayla aynı anda 21 pare top atışı yapıldı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, konuşmasında, kendileri için yaşamsal önemi olan, "Mehmetçik" ve "Mücahid"in birlikte gerçekleştirdiği Kıbrıs Türk Barış Harekatı'nın sevincini yaşadıklarını söyledi.

"Bu topraklarda başı dik, özgür, güven içinde yaşamanın, tüm sıkıntılara rağmen geleceğe umutla bakabilmenin koşullarının 20 Temmuz sabahı başlayan Barış Harekatı ile yaratıldığının bilinci içindeyiz" diyen Eroğlu, 20 Temmuz 1974 tarihinin kendileri için en değerli gün olduğunu vurguladı.

"20 Temmuz olmasaydı"

20 Temmuz 1974'e kadar gelen sürece dikkat çeken Eroğlu, şöyle devam etti:
"20 Temmuz olmasaydı 15 Temmuz'da başlatılan faşist Rum-Yunan darbesi başarıya ulaşırKıbrıs adası Yunan egemenliğine girerdi. Muratağa-Atlılar-Sandallar, Taşkent, Aleminyo'da yaşanan Türk katliamları diğer yerleşim birimlerimiz de yaşardı.
Anavatan Türkiye güneyden de tamamen kuşatılmış bir duruma düşer, bugün kendisine oynanmak istenen oyunların çok daha büyükleri ile karşı karşıya kalırdı.

20 Temmuz Barış Harekatı olmasaydı bugün sahip olduğumuz coğrafya ve devletimiz olmazdı. Kısacası 20 Temmuz öncesi bizler için dipsiz bir kuyuda zifiri karanlık; sonrası ise hep aydınlık, daimi özgürlük ve umut demektir.

Kıbrıs Türk halkı olarak geçen 38 yıl içinde Anavatan Türkiye'nin büyük desteği ile çok önemli işler başardık. Kendi kendimizi gerekenden çok eleştirmenin, moralsizliğe itmenin anlamı yoktur. Elbette çok daha iyisi de olabilirdi ama başardıklarımızı hiç unutmayalım ve küçümsemeyelim, küçümsetmeyelim."

Gelecekten umutlu olduğunu, Kıbrıs Türk halkına anavatan Türkiye'ye güvendiğini ifade eden Eroğlu, "Giderek ekonomisi, stratejik konumu güçlenen, önümüzdeki 10 yıl içinde dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Anavatan Türkiye'nin desteği, devletimizin alacağı kararlarla daha güzel günlere ulaşacağımız kesindir. Yeter ki birlik-beraberliğimizi bozmayalım" dedi.
Yıllarca üzerinde önemle durdukları, Türkiye'den borularla su transferi projesinin 2014 yılı Mart ayı başında tamamlanmış olacağını kaydeden Eroğlu, "Şimdiden gereken planlamalar yapılmalı hiç bir şey son dakikaya bırakılmamalı, hükümet bu proje için daha fazla mesai harcamalıdır" ifadesini kullandı.

Kıbrıs sorunu

Kıbrıs sorunun çözümüne yönelik görüşme sürecinde tüm yapıcı girişimleri sergilediklerini, Rum tarafının ise sadece ve sadece oyalamayı, ertelemeyi ve Avrupa Birliği dönem Başkanı olarak siyasi avantaj elde etmeyi hedeflediğini kaydeden Eroğlu; Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Rum tarafı ve Kıbrıs Türk halkına mesajlar verdi.
"Rum tarafı 20 Temmuz 1974 öncesine dönüşü hayal etmekten vazgeçmediği sürece Kıbrıs'ta mevcut gerçeklere dayalı, yaşayabilir bir anlaşma yapılması mümkün değildir" diyen Eroğlu, Rum tarafının hala BM'de 4 Mart 1964'te alınan kararı kendi lehine kullanarak Kıbrıs Türkü'nü azınlık olarak sözde Kıbrıs Cumhuriyeti'ne "yamalayabileceği" inancında olduğunu ifade etti.

BM'nin, sürece yönelik tutumunu Rum Kesimi'nin uzlaşmazlığına prim verecek anlayıştan uzaklaştırması gerektiğini vurgulayan Eroğlu, Rum tarafının uzlaşmazlığındaki bir diğer önemli etkenin de Avrupa Birliği'nin (AB) yanlış tutumu olduğunu belirtti.

"AB eşit davransın, verdiği sözleri yerine getirsin"

AB'nin Kıbrıs'ta bir çözümü kolaylaştırıcı değil nerdeyse imkansızlaştıran etken durumda olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle devam etti:

"AB tüm uyarılarımıza rağmen, kendi ilkelerini hiçe sayarak çözümlenmemiş Kıbrıs sorununun başlıca sorumlusu Rum tarafını tüm Kıbrıs adına tam üye yapmakla işlediği hataya, Rumları dönem başkanı yaparak yeni ve tamiri zor bir hata eklemiştir.
AB Kıbrıs'ta bir çözümü kolaylaştırıcı değil nerdeyse imkansızlaştıran etken durumdadır.
AB'ye bu tarihi günde şu çağrıda bulunuyorum; Türk tarafına Rumlarla eşit davranın. Bize verdiğiniz sözleri süratle yerine getiriniz. Rum tarafının haksız bir şekilde Kıbrıs Türk tarafına izolasyon ve ambargo uygulamasına izin vermeyiniz. Bu ambargo ve izolasyon anlayışı Kıbrıs Türk halkının AB'ye tepkisini her geçen gün artırmaktadır."

Rum tarafına "barış, akıl, eşitlik adalet yoluna gelmelerini" öneren Eroğlu, "Gerginlik, gasp politikası ile bir yere varmanız mümkün değildir. Kıbrıs Türk halkını kendi kendini yönetme kararlılığından geri götürmeniz, bizim ambargolar, izolasyonlarla çözüleceğimizi, gerileyeceğimizi, haklarımızı sizlere teslim edeceğimizi düşünmeniz yanlıştır" dedi.
Kıbrıs Türk halkının ne istediğini ve nasıl bir sonuca varmayı arzuladığını bilen biri olarak sabırla ve kararlılıkla masa başında haklarını savunmaya devam edeceğini kaydeden Eroğlu, anavatan Türkiye ile gerek hedef gerek hedefe giden yolda tam bir görüş birlikteliği içinde olduklarını vurguladı.

20 Temmuz'un Kıbrıs Türkü için bir milat oladuğunu altını çizen Eroğlu, şöyle devam etti:
"Başta 20 Temmuz Barış Harekatı döneminin Başbakanı Bülent Ecevit, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan ve 20 Temmuz Barış Harekatı dönemi Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve dönemin tüm komutanları, tüm şehitlerimiz olmak üzere o büyük özgürlük savaşının başarı ile sonuçlanmasına vesile olan ve bugün aramızda olmayan herkesi rahmetle, minnetle anıyorum.

Rahat uyuyunuz. Dünya durdukça 20 Temmuz sabahı doğan güneşin aydınlığı Kıbrıs Türkü'ne yol gösterecek, özgürlüğümüz ve Anavatan Türkiye ile kader birliğimiz hep devam edecektir."

17 Temmuz 2012 Salı

İlahi Komedya

"Nereye girdiğine, kendini kime emanet ettiğine dikkat et, girişin genişliğine aldanayım deme! "

Dante - İlahi Komedya

10 Temmuz 2012 Salı

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Srebrenica


Temmuz 1995 de kendilerine MEDENİ diyen Avrupa‘nın ortasında bir katliam. Gözü dönmüş sırplar’ın savunmasız boşnakları BM askerlerinin ellerinden alıp katlettikleri o yüzkızartıcı zaman.
Ikinci Dünya savaşından sonra Avrupa’daki en büyük katliam, Srebrenitsa’da Müslümanlara uygulandı. 8372’den fazla insan acımasızca katledildi. Cesetleri bulunmasın diye, farklı farklı bölgelere gömüldüler. Bugün olsun hala, cesetlerin hepsi bulunmuş değil.
3000 den fazla erkek ailelerinden koparılarak otobüslere doldurulup kimsenin bilmediği yerlere götürüldüler. Hiç birinden bir daha haber alınamadı.

Geriye kalan kadınlar sırp askerleri tarafından defalarca tecavüze uğradılar. Ve ardından kadın, çocuk, yaşlı ve hastlar arabalarla hiç bilmedikleri ve görmedileri yerlere götürüldüler.
Srebrenica: sadece bir KATLİAM‘ın sembolü değil. Aynı şekilde DÜNYA insanının ayıbıdır. Katliama kulak tıkamasıdır. Zulme karşı gelmemesidir.
Katliamdan sırplar kadar sorumlu olan hollandalı barış gücü askerleri boşnakları koruma adına parmaklarını bile kıpırdatmadılar. Sırpların barışçıl bir niyet taşımadıklarını bildikleri halde, boşnakları sırplara teslim ettiler.
Bu hafta bu katliamın yıldönümü. Orada katledilen ve şehid edilen Boşnak kardeşlerimizin acısını paylaşıyor;sorumluları Allah’a havale ediyor;ölenlere Allah‘tan rahmet, geride kalanlara başsağlığı diliyoruz.
Böylesi bir katliam bir daha yaşanmasın diye, Alija İzzetbegoviç'in sözünü zihnimize kazıyoruz:
''Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır '' Alija İZZETBEGOVİÇ

3 Temmuz 2012 Salı

Sağlam Basmak

27 Haziran 2012 Çarşamba

4+4+4

Aç-Kapa

25 Haziran 2012 Pazartesi

istanbul

20 Haziran 2012 Çarşamba

Aldatma Hakkında

Başarı !

18 Haziran 2012 Pazartesi

Mutlu Olmak İstiyorum

15 Haziran 2012 Cuma

Özelleştirme

13 Haziran 2012 Çarşamba

QR Barcode Scanner - Kişi bilgisi


MECARD:N:Ugur Erdemir
05378749523
ugur@marketemlak.net
http\://www.marketemlak.net;;

Samsung Mobile tarafından gönderildi

6 Haziran 2012 Çarşamba

Önemli olan kalp kırmamak

Hala anlayamadınız değil mi?
Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil!
Kavganın kazananı yoktur.
Ya kaybedersiniz ya da daha çok kaybedersiniz.
Önemli olan kalp kırmamak.
Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek.
Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktir.
Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek.
Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız.

Albert Einstein